Asistan

MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİN DURUMU

Eğitim ile ekonomik kalkınma arasında bir ilişki olduğu aşikârdır. Uluslararası alanda söz sahibi olan ülkelerin güçlü ekonomilere, ekonomisi güçlü ülkelerin de nitelikli insan gücü yetiştiren eğitim sistemlerine sahip oldukları bilinmektedir. Ancak bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı değişim eğitimde de kendisini göstermiş ve geleneksel öğrenme yöntemlerinin yetersizliği çok daha fazla hissedilir olmuştur. Ülkelerin küresel rekabet ortamında başarılı olabilmelerinin yolu da zamanın koşullarına uygun, piyasanın beklentisini karşılayacak nitelikli insan gücünü yetiştirmelerinden geçmektedir. İşte tam da bu noktada mesleki ve teknik eğitimin önemi belirmektedir.

“Bireysel ve toplumsal yaşam için zorunlu olan bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri, tavır ve meslek alışkanlıkları kazandırarak bireyi zihinsel, duygusal, sosyal, ekonomik ve kişisel yönleriyle dengeli biçimde geliştirme süreci (Şahinkesen, 1992: 691)” olarak tanımlanabilecek mesleki ve teknik eğitim için ülkeler arasında 2 farklı model uygulandığı görülmektedir. Bunlardan ilki tam zamanlı mesleki ve teknik eğitim modelidir. Bu modelde eğitim okul içinde 8-10 yıllık zorunlu temel eğitime dayalı olarak verilmektedir. Zorunlu temel eğitimi tamamlayan öğrencilerin bir kısmı iş hayatına katılırken, bazı öğrenciler de yakaladıkları başarı neticesinde yükseköğretime yönlendirilmektedir. Devlet ve özel işletmelerin mesleki eğitim hususunda işbirliği yaptığı modele ise çıraklık eğitim modeli denilmektedir. İkili sistem olarak da tanımlanan bu modelde öğrenciler haftanın bazı günleri okullarda teorik eğitim alırken, bazı günlerde de işyerlerine giderek uygulama becerilerini geliştirmektedirler. Tam zamanlı mesleki teknik eğitim modeline ağırlık veren ülkeler Belçika, İsveç, Fransa ve İtalya iken; çıraklık eğitimi modeline Almanya, İsviçre, Danimarka ve Avusturya gibi ülkeler ağırlık vermektedir. Bunun yanı sıra ABD, Hollanda ve İngiltere gibi her iki modele ağırlık veren ülkeler de bulunmaktadır. (MEB Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı, 2006: 5 akt. Keating, Medrich, Volkoff, ve Perry, 2002).

Dünyada ve Türkiye’de mesleki ve teknik eğitime dönük sayısal verilere bakıldığında da konunun önemi ortaya çıkmaktadır.

Türkiye’de mesleki ve teknik eğitim alan öğrenci sayısı önemli bir sayısal büyüklüğe sahiptir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2018 yılında yayınlanan “Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Görünümü Raporu”nda yer alan veriler bu durumu ortaya koymaktadır. Raporun “Meslekî ve Teknik Eğitim İstatistikleri” başlıklı bölümünde yer alan bilgilere göre;

“Türkiye’de 2017-2018 eğitim-öğretim yılı itibarıyla MTEGM’ye bağlı meslekî ve teknik ortaöğretim kurumlarında örgün eğitimine devam eden 1.642.635 öğrenci bulunmaktadır. Öğrencilerin 864.591’i (%56,08) erkek, 677.008’i (%43,92) kız olmak üzere 1.541.599’u Meslekî ve Teknik Anadolu Liselerinde, 101.036’sı ise Meslekî Eğitim Merkezlerinde eğitim görmektedir. Türkiye’deki meslekî ve teknik ortaöğretim kurumlarının toplam sayısı 3.636 olup bu kurumların 2.552’si (%70,21) Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi, 762’si (%20,93) Çok Programlı Anadolu Lisesi, 322’si(%8,86) Meslekî Eğitim Merkezleridir.” (2010: 33)

Türkiye’de veriler böyle iken, Türkiye’nin dünya ülkeleri arasındaki konumuna bakmakta yerinde olacaktır. OECD ülkelerinde ortaöğretim içerisinde mesleki ve teknik eğitimdeki öğrenci oranlarına bakıldığında oranların oldukça farklılaştığı görülmektedir. Mesleki eğitimdeki öğrenci payı Çekya’da %72,4, Finlandiya’da %71,6, Slovenya’da 70,9, Slovakya’da %68,9, Hollanda’da %68,2, İsviçre’de %64,2 ve Lüksemburg’da %61,6 iken Kanada’da %9,    İrlanda’da %10,3, Güney Kore’de %17,5, Japonya’da %22,4 ve Macaristan’da %23’tür. Ortaöğretimde %60’ın üzerinde mesleki eğitim öğrenci payına sahip 7 OECD ülkesi bulunmaktadır. Türkiye’de ise mesleki eğitim kapsamındaki öğrenci oranı %46,4’dür (OECD istatistiklerinde imam-hatip öğrencileri de mesleki eğitim kategorisinde yer almaktadır). Görüldüğü üzere OECD ülkelerinin çoğunda mesleki eğitimin payı Türkiye’nin altındadır. Öte yandan Almanya ve Fransa gibi Avrupa’nın önde gelen ülkeleriyle Türkiye birbirine yakın oranlara sahiptir (ŞEKİL-1).

                                                                                     

ŞEKİL-1: OECD ülkelerinde okul türüne göre ortaöğretimde öğrenci oranları (%) (2017)

Mesleki ve teknik eğitime ilişkin yükseköğrenim rakamlarına bakıldığında da Türkiye’deki öğrenci sayısı dikkati çekmektedir. Yüksek Öğretim Kurumu tarafından yayınlanan istatistiklere (https://istatistik.yok.gov.tr/) göre (2019-2020) Türkiye’de 1019 meslek yüksekokulu bulunmaktadır. Bunlardan 907’si devlet üniversitelerine, 107’si vakıf üniversitelerine bağlıdır. 5’i ise doğrudan vakıf meslek yüksekokuludur. 1019 meslek yüksekokulundaki toplam öğrenci sayısı ise 3.002.964’tür. Bu öğrencilerin 1.476.843’ü erkek, 1.526.121’i ise kız öğrencidir. Aynı dönemde fakültelerin lisans programlarında 4.538.926 öğrencinin kayıtlı olduğu düşünüldüğünde mesleki ve teknik eğitime dönük eğitim veren iki yıllık meslek yüksekokullarındaki 3 milyonu aşan toplam öğrenci sayısı, Türkiye’de mesleki ve teknik eğitime dönük ciddi bir talebin var olduğunu göstermektedir.

Sayısal veriler böyle iken Türkiye’nin mesleki ve teknik eğitime dair köklü bir geçmişin varlığını da unutmamak gerekir. Ahilik ve lonca teşkilatları gibi oluşumlar yüzlerce yıl önce mesleki yeterlilik, meslek ahlakı ve mesleki eğitim kavramlarına odaklanmışlardır. Geçmişinden ve geleneklerinden güç alan Türkiye’nin bugün yapması gereken zamanın koşullarına uygun, modern mesleki ve teknik eğitim uygulamaları gerçekleştirmek olmalıdır. Nitekim Türkiye de bu yönde adımlar atmış ve mesleki eğitime dönük hem mevzuatta hem de uygulamada önemli değişiklikler yapmıştır.

3308 Sayılı Meslek Eğitimi Kanunu temel meslekî eğitimi; “örgün”, “çıraklık” ve “yaygın” eğitimleri kapsayacak biçimde, bir sistem bütünlüğü içerisinde yeniden düzenlemektedir. 3308 Sayılı Kanun ile ayrıca, örgün, çıraklık ve yaygın meslekî eğitimin planlanmasında, uygulanmasında ve değerlendirilmesinde sosyal taraflara önemli roller verilmiştir. Bu doğrultuda, ulusal düzeyde hizmet veren MEB bünyesinde Meslekî Eğitim Kurulu ve il düzeyinde hizmet veren İl Meslekî Eğitim Kurulları oluşturulmuştur (MEB, 2018: 16).

2011 yılında yayımlanan 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Millî Eğitim Bakanlığında meslekî ve teknik eğitimin yürütülmesinden sorumlu altı birim, Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü (MTEGM) adı altında birleştirilmiştir. Yaygın meslekî eğitim ile açık öğretim kurumları da Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü (HBÖGM) bünyesinde toplanmıştır (MEB, 2018: 17).

Görüleceği üzere ülkeler arasında mesleki ve teknik eğitime dair farklı uygulamalar olsa da konunun önemi hakkında bir fikir birliği vardır. Ve ayrıca küresel ölçekte yeni eğilimlerin oluştuğu görülmektedir. Ülkeler uzun vadeli planları kapsamında hedefledikleri ekonomik düzeye ulaşmaları için akademik beceriler açısından donanımlı bireyler yetiştirmelerinin yanında meslekî açıdan nitelikli bireyler yetiştirmenin de önemi anlaşılmaya başlanmaktadır.  Meslekî eğitim alanında görülen küresel eğilimler maddeler halinde şöyle açıklanabilir (Cisco Research, 2011; Hoeckel, 2008; OECD, 2018; Yasin, Nur, Ridzwan, Ashikin ve Bekri, 2013; Wheelahan ve Moodie, 2016).:

  • Öğrenciler meslekî ve teknik eğitim almaya daha erken yaşlarda başlamaktadır.
  • Devlet ve toplum tarafından meslekî eğitime atfedilen “ikincil eğitim” algısı değişmektedir.
  • Meslekî eğitim kurumları ile sektörler arasında kurulan iş birliğinin çerçevesi genişlemektedir.
  • Meslekî eğitim öğrencilerinin işbaşı eğitim tecrübeleri artırılmaktadır.
  • Genel eğitim ile meslekî eğitim arasındaki keskin ayrım zamanla azalmaktadır.

 

KAYNAKÇA

MEB, Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Görünümü Raporu. Ankara: Eğitim Analiz ve Değerlendirme Raporları Serisi, 2018.

Wheelahan, L., & Moodie, G. (2016). Global trends in TVET: A framework for social justice. Brussels: Education International

Cisco Research (2011). Global trends in vocational education and training. Cisco Systems, Inc. San Jose: USA.

Hoeckel, K. (2008). Costs and benefits in vocational education and training. OECD Publishing.

OECD (2018). The future of education and skills: Education 2030. OECD Publishing.

Yasin, R. M., Nur, Y. F. A., Ridzwan, C. R., Ashikin, H. T., & Bekri, R. M. (2013). Current trends in technical and vocational education research: A meta-analysis. Asian Social Science, 9 (13), 243-251.

Wheelahan, L., & Moodie, G. (2016). Global trends in TVET: A framework for social justice. Brussels: Education International.